18 Kasım 2009 Çarşamba

SonyEricsson Xperia X10

İtiraf etmeliyim ki, hayatımda hiç bir şeyi delicesine sevmedim, marka bağımlılığım olmadı, futbol takımlarıyla ilişkim fenerlileri kızdırmak için galatasaraylı olmaktan ibaretti. Fakat cep telefonu tercihlerimi etkileyen bir şey olduğunu düşünüyorum. Bu güne kadar kullandığım cep telefonlarından 2'si hariç hepsi SonyEricsson ürünleri. Hatta halihazırda bir adet SonyEricsson K550i ve bir adet SonyEricsson K750i kullanıcısıyım. Biliyorum, hem teknoloji ile ilgili bir blog yazıp hem de hala bu kadar eski telefonlar kullanıyor olmak utanç verici. Ama ben değil kader utanacak çünkü 1 yıla yakındır işsizim.


Neyse, aslında SonyEricsson'u ve telefonlarını o kadar da sevmem. Ama ne zaman bir telefona ihtiyaç duysam, tüm ihtiyaçlarımı bir arada sunan ve uygun fiyatlı olan tek alternatif hep SonyEricsson olmuştur. Tabi bu SonyEricsson'un çok yanlış bir kararla Türkiye satış operasyonunu Reach isimli bir İngiliz firmasına vermesi ve onların da çok daha yanlış bir kararla beni Satış Müdürü yapmamalarından önceydi. Yanlış ürün ithalatları, çoook yanlış fiyatlamalar ve ardından gelen kaçınılmaz fiyat kırımları ile zedelenen güvenilirlik SonyEricsson'un tamamen Türkiye'den çekilmesine varacak hatalar zincirinden sadece bir kaçı. Türk pazarından haberi olmayan bir yönetim kadrosuyla girişilen satış operasyonundan başkası da beklenemezdi zaten. Galiba şimdilerde Telpa ile distribütörlük anlaşması yapmışlar.


İlk iki paragraf boyunca gözünüzün önündeki güzellik ile ilgili tek kelime okumadınız ve sabırsızlanıyorsunuz. Haklısınız, size ne benim kariyer hikayelerimden, değil mi?


SonyEricsson global krizden de bir hayli etkilendikten sonra ürün gamını yenilemek ve yeni bir konsept ile yola çıkmak için kendisini silkeledi. Make/Believe felsefelerini geçtiğimiz yıl dünyaya duyuran firma bu felsefenin ürünü olan ilk iki telefonu Satio ve Aino'yu bu yılın başında tanıtmıştı. Yine aynı felsefenin ürünü olan Xperia X10 ise geçtiğimiz 3 Kasım 2009 günü basına tanıtıldı.


Daha önce piyasaya çıkan Xperia serisinin ilk örnekleri X1 ve X2 Windows Mobile işletim sistemini kullanırken SonyEricsson bu yeni telefonunda radikal bir kararla Android'e yönelmiş. Fakat basın duyurularına göre piyasaya çıkacak modeller en son sürüm Android 2.0 ile değil 1.6 versiyonu ile gelecekmiş. Yine de Kullanıcıları bir sürpriz bekliyor. Çünkü X10'lar Rachael isimli farklı bir ara yüz ile gelecek. Fotoğraflarından edindiğim izlenim ile söyleyebilirim ki ben bu Rachael'i diğer Android versiyonlarından daha sevimli ve kullanışlı buldum.


Telefonun iki önemli özelliği olan Timescape ve Mediascape isimli yazılımlarından bahsetmeden geçmek olmaz. SE, bu iki yazılımdan Timescape'in bir kişiyle ilgili bütün iletişim kaynaklarının tek elde toplanabileceğin ve kişinin tüm aktivitelerinin timescape yoluyla izlenebileceğini söylüyor. Yani en iyi arkadaşınız size e-mail attığında, Facebook satüsünü değiştirdiğinde, twitter da yeni bir girdi yaptığında veya sizi aradığında siz anında bunlardan haberdar olacaksınız. Öteyandan Mediascape ise size ait tüm ortam dosyalarına ister çevrim içi ister telefonunuzda depolanmış olsun, tek elden ulaşma fırsatı veriyor. Kendinize ait video fotoğraf vs. gibi dosyaları telefonunuzda tutmadan internet üzerinden youtube'a girer gibi izleyebilmek. İlginç bir fikir olabilir ama Türkiye gibi mobil iletişimin bu kadar pahalı olduğu bir ülkede sınırsız internet paketlerinin de yokluğunda pek kullanışlı gibi durmuyorlar.


Donanıma gelince... Şimdiye kadar söylenildi mi bilmiyorum ama bu cihaz iphone killer'a en yakın şey diyebiliriz. 4" ekranı ile Iphone'a en yakın dokunmatik ekran deneyimini yaşatacak telefon gibi gözüküyor. Üstelik, SonyEricsson'un uzun yıllar muzdarip olduğu tasarım eksikliğini de aşmış görünüyor. Cihaz gerçekten çok güzel, özellikle de beyaz renkli olanı. 1ghz Snapdragon işlemci de bir başka artı. Söylentilere göre bu telefon çok başarılı bir şekilde multitasking yapabiliyormuş. Şimdiye kadar açıklanana özellikleriyle ancak bu kadarını söyleyebiliyoruz. Fakat iyi bir pil ömrü beklediğimi itiraf etmeliyim. 5. yaşına giren K750i'min hala 4 günlük standby süresine sahip olduğunu düşünürsek, SonyEricsson'un bu pil işlerine kafasının bastığını söyleyebiliriz. Öte yandan K550i'nin saçma sapan pil ömrünü göz önüne alırsak da tam tersini söyleyebiliriz. Amaan! K550i zaten kötü bir telefondu ve SonyEricsson'dakiler de bunun farkındalar zaten. Ben nasıl farkedemedim onu bilmiyorum.Blog'un temel felsefesinin içinde sahip olmak istediğim oyuncaklar hakkında yazılar vardı. İşte gerçekten sahip olmak istediğim bir oyuncak.

fotoğraflar: www.sonyericsson.com
                 www.mobilestopic.com

4 yorum:

  1. Bir de düzgün bir flaşı olsaydı şu fotoğraf makinasının ne güzel olurdu.

    YanıtlaSil
  2. inceleme videolarından gördüğüm kadarıyla bu led flaş da iş görür gibi. gayet güçlü. ama hiç bir şey xenon flaş gibi olamıyor malesef.

    YanıtlaSil
  3. ingilterede ay sonu itibariyle kontratlı olarak satışa sunuluyormuş. türkiyeye gelişi gecikir gibi.

    YanıtlaSil
  4. anroid 2.1 i eylülde update yapacakmis, bunu duyunca vazgectim almaktan. multitouch da yokmus malesef!! Zorla ayiphone aldiracaklar valla:(

    YanıtlaSil